Çanakkale Zaferi, Türk milletinin tarihinde altın harflerle yazılmış önemli bir dönemeçtir. Bir milletin varoluş mücadelesinin en çetin anlarında sergilediği kahramanlık ve vatan sevgisi, tüm dünyaya örnek olmuştur. 18 Mart 1915 tarihinde başlayan ve 9 Ocak 1916 tarihine kadar devam eden bu destansı savaş, Türk tarihine altın harflerle yazılmıştır.
Çanakkale’nin Coğrafi ve Stratejik Önemi
Çanakkale Boğazı, tarih boyunca birçok medeniyet için stratejik bir geçiş noktası olmuştur. Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan bu dar boğaz, Karadeniz’i Ege Denizi’ne ve ardından Akdeniz’e bağlar. Dolayısıyla, coğrafi konumu itibariyle Çanakkale Boğazı, ticaret yolları üzerinde kritik bir rol oynamaktadır. Ayrıca, boğazın kontrolü, Karadeniz’deki Rus limanlarıyla Akdeniz arasındaki tek geçiş noktası olması nedeniyle stratejik bir öneme sahiptir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’un da bu boğazın kıyısında olması, bölgenin stratejik önemini artırmaktadır. Çanakkale Boğazı’nın kontrolü, Osmanlı İmparatorluğu’nun iç denizlerine, dolayısıyla Karadeniz’e ve Akdeniz’e olan erişimini denetlemeyi sağlar. Bu da hem ticaret yollarını kontrol etmek hem de stratejik askeri harekatlar için avantaj sağlamak anlamına gelir.
Çanakkale Savaşı öncesinde, İtilaf Devletleri’nin (İngiltere, Fransa, Rusya) stratejik hedeflerinden biri, Çanakkale Boğazı’nı ele geçirerek İstanbul’u kontrol altına almaktı. Bu, Osmanlı İmparatorluğu’nun Anadolu’ya olan bağlantısını kesmek ve Rusya’ya olan yardımı engellemek için hayati bir öneme sahipti. Ancak, Türk ordusunun destansı direnişi ve kahramanlığı, bu stratejinin başarısız olmasına ve Çanakkale’nin Türklerin elinde kalmasına neden oldu.

Çanakkale Zaferi’nin İlerleyişi
İtilaf Devletlerinin Hedefi
Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte, İtilaf Devletleri Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’u ele geçirerek boğazları kontrol etmeyi amaçlamıştı. Bu, Rusya’ya erzak ve silah yardımını kesmek, Balkanları kendi lehlerine çevirmek ve savaşın seyrini değiştirmek için stratejik bir hamleydi. Ancak, Çanakkale Boğazı’ndaki Osmanlı savunması, bu planları altüst etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Mücadelesi
Osmanlı İmparatorluğu, İtilaf Devletleri’nin boğazları ele geçirmek amacıyla başlattığı saldırılara karşı büyük bir direniş gösterdi. Türk askerleri, topyekûn bir vatan müdafaası ruhuyla savaşarak, düşmanı karadan ve denizden püskürtmeye çalıştılar. Çanakkale’de yaşanan çetin mücadele, Osmanlı İmparatorluğu’nun varoluş mücadelesinin en çetin ve onurlu dönemlerinden biriydi.
Karadan ve Denizden Destansı Mücadele
Çanakkale Savaşı, kara ve deniz savaşlarının bir arada yaşandığı ender savaşlardan biridir. Gelibolu Yarımadası’nda karadan yapılan çarpışmaların yanı sıra, Çanakkale Boğazı’nda yaşanan deniz muharebeleri de büyük öneme sahipti. Türk denizaltıları, mayınlar ve topçu bataryaları, düşman filolarını büyük kayıplar vermeye zorladı.

Çanakkale Zaferi’nin Kahramanları ve Mücadeleleri
Mustafa Kemal Atatürk
Çanakkale Savaşı’nın belki de en bilinen kahramanı, daha sonra Türkiye’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’tür. Anafartalar Grubu’nun komutanı olarak görev yapan Atatürk, birliklerine büyük bir moral ve liderlik sağlamıştır. Birçok stratejik başarıya imza atmış ve savaşın seyrini değiştirmiştir.
Seyit Onbaşı
Seyit Onbaşı, Çanakkale Savaşı’nda efsanevi bir kahraman olarak anılmaktadır. 275 kiloluk mermiyi sırtlayarak topçu bataryasına taşıması ve düşman gemisini batırması, Türk askerinin ne kadar büyük bir azimle savaştığını göstermiştir. Onun destansı mücadelesi, Türk milletinin ruhunu ve kararlılığını simgeler.
Kara Fatma
Çanakkale Savaşı’nda adını tarihe altın harflerle yazdıran bir diğer kahraman da Kara Fatma’dır. Savaş alanında yaralı askerlere yardım eden, cephede cephede cephede savaşan ve hatta cephe gerisinde keşif yaparak bilgi toplayan Kara Fatma, Türk kadınının gücünü ve fedakarlığını temsil eder.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu zafer, milletin birlik ve beraberlik içinde gösterdiği kahramanlığın bir simgesidir. Çanakkale ruhu, Türk milletinin her zaman vatanı ve özgürlüğü için gerektiğinde nasıl kenetlenebileceğini gösteren bir mirastır. Bugün, Çanakkale Zaferi’nin 109. yıldönümünde, o kahramanların aziz hatıralarını bir kez daha minnetle anıyoruz. Onların mücadeleleri ve fedakarlıkları, Türk milletinin asla boyun eğmeyeceğini ve her zorluğun üstesinden gelebileceğini göstermiştir.