Tarih

Atatürk ve Yürüyen Köşk

1929 yılında, Atatürk’ün Yalova’daki yazlık evi çevresinde bir çınar ağacı, evin yapısını tehdit edecek boyuta ulaşmıştır. Ancak Atatürk, ağacı kesmek yerine koruma altına almayı ve evin yerini değiştirmeyi emreder. Bu karar, hem çınar ağacının hem de evin kurtarılmasını sağlamıştır.

Atatürk, Yalova’daki Millet Çiftliği’nde gezerken sahil kenarındaki büyük çınar ağacını fark eder. Ağacın görkemli yapısı onu etkiler ve çevresine küçük bir köşk yapılması talimatını verir. Bu köşk, 12 Eylül 1929’da tamamlanır ve Atatürk’ün isteği üzerine sadece 22 gün içinde inşa edilmiştir.

1930 yılında, Atatürk köşkü ziyaret ederken bir bahçıvanın koca çınarı kesmek üzere olduğunu görür. Bahçıvan, çınarın köşkün temelini kaldırdığını ve yapraklarının pencerelere zarar verdiğini belirtir. Ancak Atatürk, “Hayır, gerekirse köşkü ağaçtan uzaklaştırırız” diyerek ağacın kesilmemesi talimatını verir.

Yürüyen Köşk’ün İnşası ve Mühendislik Harikası

1930 yılında, Yalova’da bulunan Atatürk’ün yazlık köşkü olan Yürüyen Köşk’ün inşası sırasında gerçekleştirilen mühendislik başarısı, dönemin teknolojik ve mimari anlayışına önemli bir örnektir. İstanbul Belediyesi’nin yönetimi altında, Fen İşleri Müdürü Yusuf Ziya Bey ve başmühendis Ali Galip Alnar önderliğinde gerçekleştirilen bu proje, çevresel ve mimari hassasiyetleri bir arada tutarak çözümlenen bir problemin sembolik bir ifadesidir.

Yürüyen Köşk'ün İnşası ve Mühendislik Harikası

Yalova’daki köşkün çevresinde büyüyen ve yapının temelini etkileyen çınar ağacının korunması, projenin merkezinde yer almıştır. Ağacın kesilmesi yerine, köşk raylar üzerine yerleştirilerek çınarın sağlam kalması sağlanmıştır. Bu karar, Atatürk’ün çevre bilinci ve tarihi mirasın korunması konusundaki hassasiyetinin bir ifadesidir.

Proje kapsamında, köşkün etrafında özenle kazılar yapılarak temel seviyesi indirilmiştir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları, bu kazılan alana yerleştirilmiş ve köşk raylar üzerine oturtulmuştur. Bu detaylı çalışma, projenin teknik detayları arasında yer almış ve köşkün çevresel etkileri en aza indirecek şekilde yeniden konumlandırılmasını sağlamıştır.

1930 yılında tamamlanan bu mühendislik başarısı, halk arasında “Yürüyen Köşk” olarak anılmaya başlanmıştır. İsim, köşkün raylar üzerinde taşınabilme özelliğine ve çınar ağacının korunmasına atıfta bulunur. Bu isim, projenin çevresel duyarlılık ve teknik beceriye dayanan önemli bir özelliklerini yansıtmaktadır.

Projenin gerçekleştirilmesinde kullanılan teknik detaylar ve işçilik, dönemin mühendislik standartlarına göre oldukça ileri düzeydeydi. İşçiler, köşkü raylar üzerine yerleştirirken büyük bir özen göstermiş ve Atatürk’ün direktifleri doğrultusunda hareket etmişlerdir. Bu süreçte gösterilen titizlik, projenin başarıyla tamamlanmasını sağlamış ve çınar ağacının kesilmesine gerek kalmadan köşkün korunmasına olanak tanımıştır.

Eleştiriler ve Atatürk’ün Çınar Ağacı İle İlgili Görüşleri

 Atatürk'ün Çınar Ağacı İle İlgili Görüşleri

Yürüyen Köşk’ün inşası sırasında, çevredeki çınar ağacının korunması için yapılan bu büyük çaba, bazı kesimlerden eleştirilere maruz kalmıştır. Eleştirenler, devletin bu tür projelere kaynak ayırmasını lüzumsuz ve israf olarak değerlendirmişlerdir. Özellikle o dönemde ekonomik sıkıntıların yaşandığı ve ülkenin daha acil ihtiyaçları olduğu argümanları dile getirilmiştir. Bu eleştiriler, kamuoyunda tartışma yaratmış ve medyada geniş yer bulmuştur.

Atatürk ise bu eleştirilere karşı, çınar ağacının korunmasının ulusal bir görev olduğunu savunmuştur. Ona göre, çınar ağacı sadece bir ağaç değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve ulusunun bir sembolüdür. Bu nedenle, çınarın kesilmemesi ve korunması, ulusal kimliğin ve tarihi mirasın korunması için önemli bir adımdır. Atatürk’ün “O çınar ağacı devlettir!” sözü, çevre bilincinin ve milli simgelerin korunması gerekliliğine vurgu yapar.

Bugün, Yürüyen Köşk hala Yalova’da bir müze olarak korunmaktadır. Kültür Bakanlığı’nın tescili ile koruma altına alınmış ve Türk Milleti’ne bağışlanmıştır. Köşk, denize bakan toplantı salonuyla dikkat çekerken, Atatürk’ün sevdiği gramofonu da içinde barındırmaktadır.

Yürüyen Köşk Konumu

Köşk, Atatürk’ün Millet Çiftliği olarak bilinen arazide yer almaktadır. Günümüzde Yürüyen Köşk, halk tarafından ziyaret edilebilen bir müze olarak korunmaktadır. Atatürk’ün bu köşkü Türk Milleti’ne bağışladığı bilinmektedir, ve günümüzde kültürel bir miras olarak önemini korumaktadır. Köşkün konumuna buradan ulaşabilirsiniz.

Yürüyen Köşkü, hafta içi (Pazartesi günü hariç) ve hafta sonları ziyaret edebilirsiniz. Ziyaret saatleri hafta içi 09:00 ile 17:00 arasında, hafta sonu ise 09:30 ile 17:00 şeklindedir.

Merhaba, ben Ceyda! Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde son senemdeyim. Meslek hayatına hazırlanırken öğrendiğim bilgileri ve hobi alanlarımda ürettiğim içerikleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Keyifli okumalar...

Bu yazıya bir tepki ver!

İlgili Yazılar

8 sayfadan 1.

Yanıtla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir