EğitimGenel

Finlandiya Eğitim Konusunda Dünyada Neden Bir Numara?

Merhaba sevgili okurlar, bugün sizlere kendi ülkemizde dahil olmak üzere birçok ülkenin örnek alması gereken Finlandiya’nın eğitim sisteminden bahsetmek istiyorum.

Ülkemizde eğitim sistemi, herkesin farklı bir açıdan eleştirdiği ve uluslararası başarılarımızın düşük olduğu önemli bir konu olarak ön plana çıkmaktadır. Dünya genelinde yapılan öğrenci değerlendirmelerine göre, Finlandiya uzun yıllardır zirvede yer alarak başarılarıyla dikkat çekmektedir.

Finlandiya’da Öğrenci Merkezli Eğitim

Öğrenci Merkezli Eğitim
Öğrenci Merkezli Eğitim

Finlandiya’nın eğitim sistemi, öğrenciyi merkezine alarak farklı bir yaklaşım sunmaktadır. Bu sistem, öğrencilerin çocuklukları ve gençliklerindeki ihtiyaçlarını temel alır. Okul saatleri, yemek planları, okul bahçeleri ve ders programları gibi konular, öğrencilerin gereksinimleri göz önünde bulundurularak düzenlenir.

Okul yöneticileri ve ülkenin eğitim bakanı, okulların fiziksel yapısını oluştururken ve ders programlarıyla ilgili kararlar alırken öğrencilere danışır. Ayrıca, ders saatlerinin ve ödev kavramının belirlenmesinde, öğrencilerin fiziksel ve psikolojik durumları göz önünde bulundurulur.

  1. Öğrenci Odaklılık: Bu yaklaşım, öğrencilerin ihtiyaçlarını, ilgi alanlarını, güçlü ve zayıf yönlerini dikkate alarak eğitim programlarını ve öğrenme deneyimlerini şekillendirir. Öğrencilerin öğrenme süreçlerini etkin bir şekilde yönlendirmelerine olanak tanır.
  2. Kişiselleştirilmiş Öğrenme: Her öğrencinin farklı öğrenme hızı ve tarzı vardır. Öğrenci merkezli eğitim, bu farklılıkları kabul eder ve öğrencilere kendi öğrenme yollarını seçme ve özgürce keşfetme fırsatı sunar. Bu, öğrencilerin kendi ilgi alanlarına ve güçlü yönlerine odaklanmalarını sağlar.
  3. Öğrenci Katılımı: Öğrenci merkezli eğitimde, öğrenciler aktif katılımın teşvik edildiği bir ortamda öğrenirler. Sorular sorma, tartışmalara katılma ve projelerde çalışma gibi öğrenci katılımı yöntemleri yaygındır. Bu, öğrencilerin öğrenme sürecini daha anlamlı ve etkili hale getirir.
  4. Öğretmen Rolü: Öğretmenler, öğrenci merkezli eğitimde rehberlik edici bir rol üstlenirler. Onların görevi, öğrencilere kaynaklar sağlamak, rehberlik etmek, soruları yanıtlamak ve öğrencilerin kendi öğrenme hedeflerini belirlemelerine yardımcı olmaktır.
  5. Öz Değerlendirme: Öğrenci merkezli eğitim, öğrencilere kendi öğrenme ilerlemelerini değerlendirme ve yansıtma fırsatı sunar. Bu, öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini anlama ve geliştirme konusunda daha fazla sorumluluk almalarına yardımcı olur.
  6. Esneklik: Öğrenci merkezli eğitim, öğrenme mekanları, zamanları ve yöntemleri konusunda daha esnek bir yaklaşım benimser. Bu, öğrencilerin öğrenmeyi daha fazla kendi yaşamlarına entegre etmelerine olanak tanır.

Öğrenci merkezli eğitim, öğrencilerin daha bağımsız, eleştirel düşünen, problem çözen ve öğrenmeye istekli bireyler olarak yetişmelerini hedefler. Bu yaklaşım, geleneksel sınav ve not odaklı eğitimden farklıdır ve öğrencilerin daha derinlemesine ve kalıcı öğrenme deneyimleri yaşamalarına olanak tanır.

Finlandiya’da Ödev ve Sınavların Olmaması

Ödev ve Sınavların Olmaması
Ödev ve Sınavların Olmaması

Finlandiya’da öğrencilere ödev verilmez ve öğrencilere ilk altı yıl boyunca sınav uygulanmaz. Finlandiya eğitimcileri, sınavların sadece öğrencileri karşılaştırdığını ve öğrenmenin temel unsuru olan merakı baltaladığını düşünürler. Bu nedenle öğrencilere, sınav stresi olmadan sadece gözlem yaparak, deneyimleyerek ve merak ederek öğrenme fırsatı sunulur.

Öğrencilerin, sınıf içinde sessiz kalmak yerine soru sorması, merak etmesi ve keşfetmesi teşvik edilir. Finlandiya’daki öğretmenler, sınıflarındaki öğrencilere konuşma özgürlüğü tanımazlarsa, bu durum gözlem altına alınır.

Öğrenciler, ilk defa 16 yaşında teste tabi tutulurlar ve bu yaş sonrasında meslek tercihlerine yönlendirilirler.

  1. Öğrenci Merakını Destekleme: Finlandiya’da öğrencilerin ilk altı yıl boyunca sınavlara tabi tutulmamasının ana nedenlerinden biri, öğrencilerin meraklarını ve doğal öğrenme isteklerini korumak ve teşvik etmektir. Sınavların olmaması, öğrencilere sadece not almak için öğrenmek yerine konuları merak ederek ve anlamaya çalışarak öğrenme fırsatı sunar.
  2. Stresin Azaltılması: Sınavlara ve ödevlere dayalı bir eğitim sistemi, öğrenciler arasında rekabeti ve stresi artırabilir. Finlandiya’daki eğitimciler, öğrencilerin stres ve kaygı seviyelerini düşürmek için bu unsurlardan kaçınmayı tercih ederler. Bu, öğrencilerin daha mutlu ve daha sağlıklı bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olur.
  3. Öğrenmeyi Zorunlu Kılmama: Ödevler ve sınavlar, bazı öğrenciler için öğrenmeyi zorunlu ve sıkıcı hale getirebilir. Finlandiya’da bu unsurların olmaması, öğrencilere daha fazla öğrenme özgürlüğü ve bağımsızlık tanır. Öğrenciler kendi ilgi alanlarına göre öğrenebilirler.
  4. Gerçek Yaşam Becerilerine Odaklanma: Finlandiya eğitim sistemi, öğrencilerin sadece ders kitaplarındaki bilgiyi ezberlemeleri yerine gerçek dünya becerilerini geliştirmelerine odaklanır. Öğrenciler, eleştirel düşünme, problem çözme, işbirliği yapma ve iletişim becerilerini öğrenme fırsatına sahiptirler.
  5. Sınav Baskısının Azaltılması: Sınavlar, özellikle yoğun rekabetin olduğu eğitim sistemlerinde öğrenciler üzerinde büyük bir baskı yaratabilir. Finlandiya’da bu baskıyı azaltmak, öğrencilerin daha rahat ve stressiz bir öğrenme ortamında olmalarını sağlar. Bu da öğrencilerin daha iyi bir öğrenme deneyimi yaşamalarına katkı sağlar.
  6. Öz Değerlendirme ve Derinlemesine Anlama: Sınavların olmaması, öğrencilere kendi öğrenme süreçlerini daha fazla kontrol etme ve öz değerlendirme fırsatı sunar. Öğrenciler, konuları daha derinlemesine anlama ve öğrendiklerini nasıl uygulayacaklarını düşünme şansına sahiptirler.

Finlandiya’da Sıralama ve Rekabet Yok

Sıralama ve Rekabet Yok
Sıralama ve Rekabet Yok

Finlandiya’da deneme sınavları gibi klasik sıralama araçları kullanılmaz. Öğrencilerin kıyaslanmaması nedeniyle her zaman aynı sınıflarda ve aynı koşullarda eğitim alabilirler. Bu, öğrencilerin kendilerine olan güvenlerini artırır ve okula bağlılıklarını destekler.

Öğrenciler, okul sorumluluğunu öğrenerek gelecekleri için plan yapmayı öğrenirler. Dershane, etüt merkezi veya özel ders gibi zorunlu ek eğitimler Finlandiya’da gereksizdir. Çünkü yetkililer, öğrencilerin derslere gömülmesi yerine oyunlar oynayarak çocukluklarını yaşamalarını isterler.

  1. Her Öğrencinin Eşitliği: Finlandiya’da öğrenciler arasında sıralama veya rekabeti özendiren unsurlar minimize edilmiştir. Öğrenciler arasındaki rekabeti azaltmak, eğitim sisteminin temel bir ilkesidir. Bu nedenle öğrencilerin notlarını veya sıralamalarını diğerleriyle karşılaştırmak yerine her öğrenci eşit olarak değerlendirilir.
  2. Sınavların ve Sıralamanın Olmaması: Finlandiya’da öğrenciler, ilk altı yıl boyunca sınavlara tabi tutulmazlar. Bu, öğrencilerin derslerde birbirleriyle yarışma veya sıralama kaygısı taşımadan öğrenmelerine olanak tanır. Öğrenciler, sınav stresi olmadan konuları daha derinlemesine anlamaya ve keşfetmeye odaklanabilirler.
  3. Her Öğrenciye Eşit Fırsatlar: Finlandiya’da, her öğrencinin eğitimde eşit fırsatlara sahip olması önemlidir. Sıralamalar veya rekabet, öğrenciler arasında ayrımcılığa yol açabilir. Bu nedenle Finlandiya’da eğitim, her öğrencinin potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına olanak tanıyacak şekilde tasarlanır.
  4. Öğrenci Bağımsızlığı: Sıralama ve rekabet olmadığında, öğrenciler daha bağımsız bir şekilde öğrenme deneyimlerini yönlendirme fırsatına sahiptirler. Kendi ilgi alanlarına ve güçlü yönlerine odaklanabilirler. Bu, öğrencilerin öğrenmeyi daha anlamlı ve kişisel bir deneyim olarak görmelerine yardımcı olur.
  5. Özsaygı ve Motivasyonun Artması: Öğrenciler, sıralama ve rekabet baskısı olmadığında, daha fazla özsaygı geliştirme ve kendi öğrenme hedeflerini belirleme şansına sahiptirler. Bu, öğrencilerin öğrenmeye olan motivasyonlarını artırabilir.
  6. Toplumsal İşbirliği: Finlandiya’da eğitim sistemi, rekabeti teşvik etmek yerine işbirliği ve dayanışmayı özendiren bir yapıya sahiptir. Öğrenciler, birbirleriyle işbirliği yaparak daha iyi öğrenme deneyimleri yaşarlar.

Finlandiya’da Çeşitlilik ve Esneklik Var

Çeşitlilik ve Esneklik
Çeşitlilik ve Esneklik

Finlandiya eğitim sistemi, tek tip bir eğitime karşıdır. Klasik sıralama sistemine değil, her öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına ve yeteneklerine odaklanır.

Sonuç olarak, öğrencilerin mutluluğunu ve merakını ön planda tutan, sınav ve rekabet baskısını azaltan bir eğitim sistemiyle karşı karşıyayız. Finlandiya’daki eğitimciler, başarıyı öğrencilerin mutluluğu ve gerçek öğrenmeyle ölçerler.

Türkiye olarak, kendi eğitim sistemimizi değerlendirip, küçük değişikliklerle daha mutlu, meraklı ve başarılı bir nesil yetiştirmek için adımlar atabiliriz. Öğrencilere korku yerine merakla bilgi edinme fırsatı sunarak, eğitim sistemimizin kalitesini artırabiliriz. Bu, nüfus gibi faktörlerle ilişkilendirilebilecek bir değişiklik değil, küçük dokunuşlarla gerçekleştirilebilecek bir hedef olabilir.

  1. Farklı Öğrenme Tarzlarına Saygı: Finlandiya’da eğitim sistemi, öğrencilerin farklı öğrenme tarzlarını ve hızlarını kabul eder. Her öğrenci benzersizdir ve bu nedenle eğitim, bu farklılıkları dikkate alır. Öğrencilerin öğrenme tarzlarına ve hızlarına uygun özelleştirilmiş bir yaklaşım benimsemek, her öğrencinin potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı amaçlar.
  2. Esnek Öğrenme Ortamları: Finlandiya’da okullar, geleneksel sıralar ve tahtaların ötesinde çeşitli öğrenme ortamları sunar. Öğrencilere, öğrenmelerini destekleyen farklı materyaller, kaynaklar ve teknolojilerle donatılmış sınıflarda öğrenme fırsatı sunulur. Bu, öğrencilere daha çeşitli deneyimler yaşatır.
  3. Esnek Zaman Yönetimi: Finlandiya’daki eğitim sistemi, öğrencilere öğrenmeyi kendi hızlarında yapma özgürlüğü tanır. Sınıflar arası geçişler ve öğrenme süreleri daha esnektir. Öğrenciler, konuları daha derinlemesine anlama ve ilgi alanlarına daha fazla zaman ayırma şansına sahiptirler.
  4. Öğrenci Katılımını Teşvik: Finlandiya’da öğrenci katılımı önemlidir. Öğrenciler, sınıf içi tartışmalara, projelere ve grup çalışmalarına aktif olarak katılma fırsatına sahiptirler. Bu, öğrencilerin derslerde daha fazla etkileşimde bulunmalarına ve derinlemesine öğrenmelerine yardımcı olur.
  5. Öğrenci İlgi ve İhtiyaçlarına Duyarlılık: Finlandiya’da eğitim, öğrencilerin ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde tasarlanır. Öğrencilere kendi ilgi alanlarına yönelik projeler ve çalışmalar yapma fırsatı verilir. Bu, öğrencilerin öğrenmeye daha fazla bağlanmalarına ve motive olmalarına yardımcı olur.
  6. Çeşitli Değerlendirme Yöntemleri: Finlandiya’da öğrencilerin değerlendirilmesinde sadece sınavlara dayalı bir yaklaşım benimsenmez. Proje tabanlı ödevler, sunumlar, portfolyolar ve diğer çeşitli değerlendirme yöntemleri kullanılır. Bu, öğrencilerin farklı becerilerini ve yeteneklerini gösterme fırsatı sunar.

Türkiye’de Eğitim ve Finlandiya Modeli

Türkiye'de Eğitim ve Finlandiya Modeli
Türkiye’de Eğitim ve Finlandiya Modeli

Finlandiya’nın eğitim sistemi dünya genelinde övgü toplayan bir başarı öyküsüdür. Ancak, Türkiye gibi kalabalık bir ülke olarak, bu başarıyı yakalamak için benzer bir yaklaşımı benimsemek mümkün müdür? İşte Finlandiya’nın eğitim modeliyle Türkiye arasındaki bazı karşılaştırmalar ve Türkiye’nin eğitim sistemini nasıl geliştirebileceği üzerine düşünceler:

  1. Merak Odaklı Eğitim: Finlandiya’da öğrencilerin merak duygularını ve doğal öğrenme isteklerini teşvik etmek önceliklidir. Türkiye’de ise sıklıkla sınavlara yönelik bir eğitim anlayışı hâkimdir. Merak duygusuyla bilgi edinmeyi teşvik ederek, öğrencilerimizin daha başarılı ve motive bireyler olmalarını sağlayabiliriz.
  2. Sınav Baskısı: Finlandiya’da öğrenciler, ilk altı yıl boyunca sınavlara tabi tutulmazlar. Türkiye’de ise sınavlar erken yaşlarda başlar. Sınav baskısını azaltarak öğrencilerimizin daha rahat ve stresiz bir öğrenme ortamında olmalarını sağlayabiliriz.
  3. Öğrenci Katılımı: Finlandiya’da öğrenci katılımı önemlidir ve öğrencilerin sınıf içi etkileşime aktif olarak katılmaları teşvik edilir. Türkiye’de daha fazla öğrenci katılımını teşvik ederek öğrenme deneyimlerini zenginleştirebiliriz.
  4. Eğitim Süreleri ve Dinlenme: Finlandiya, daha kısa ders saatleri ve daha uzun teneffüs süreleri sunar. Türkiye’de ise sık sık uzun ders saatleri bulunur. Öğrencilerimizin daha iyi odaklanabilmesi için daha dengeli bir eğitim süreci düşünülebilir.
  5. Öğretmen Nitelikleri: Finlandiya’da her öğretmen yüksek lisanslıdır ve kendi alanında uzmandır. Türkiye’de de öğretmenlerin eğitim ve niteliklerinin yükseltilmesi eğitim kalitesini artırabilir.
  6. Ödev ve Sınavlar: Türkiye’de ağırlıklı olarak ödevler ve sınavlar kullanılırken, Finlandiya’da bu unsurlar daha az önemlidir. Öğrencilerimizi sınav ve ödev baskısından kurtararak daha özgür bir öğrenme deneyimi sunabiliriz.

 

Merhaba, ben Beste blog yazarlığına yeni başlamış olsam da insanlara bilgi sahibi olduğum konuları aktarmaktan çok keyif alırım. Bu platform üzerinden bunu gerçekleştireceğimize inanıyorum. Bir topluluk oluşturmak için birlikte adımlar atalım derim!

Bu yazıya bir tepki ver!

İlgili Yazılar

3 sayfadan 1.

Yanıtla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir