Uzaylılar uzun yıllar boyunca insanlar açısından her daim bir merak kaynağı olmuştur. Dünya dışı yaşamının dışında herhangi bir başka yaşam kaynağı olup olmadığı günümüzde de hala önemli bir tartışma konusudur. Son zamanlarda ortaya çıkan Uzaylı iskeletleri olduğu iddia edilen haberlerinin ardından uzaylıların varlığı tekrar merak konusu haline geldi. Peki bu iskeletler gerçekten uzaylılara mı, gerçekten böyle bir durum mümkün olabilir mi?
Uzaylılara ait olduğu düşünülen mumyalar aslında 2018 yılında bu mumyalara dair Peru’da bulunan fotoğraf ve raporlar sonrasında ortaya çıkmıştır. Araştırmalar sonrasında ortaya çıkan bu mumyaların aslında insan vücuduna ait parçalardan oluştuğunu ve insan parçalarından birleştirilmiş birer kompozisyon olduğu ortaya çıktı.
Batı Ontario Üniversitesi’nde antropoloji profesörü olan Andrew Nelson, mumyaların Nazca’lara ait birer mumyalama türüne ait olduğunu öne sürdü. Nazca’lar mumyalamada kumaş kullanımının yanı sıra ‘’Nazca Çizgileri’’ adı verilen jeoglifler kullanmışlardır. Fakat bu mumyalar üzerindeki el, parmak, vücut yapısı insan parçaları ile bir araya getirilmişti. Bilek kısımları ise beyaz bir maddeyle kapatılmıştı. Araştırmacılar bu durumun bir sahtecilik ürünü olduğunu iddia ediyorlar.
Birtakım diğer araştırmacılara göre ise bu mumyaların aslında tamamen insan parçalarından oluşturularak bir araya getirildiğini ve bu durumunun uluslararası anlamda bir ırk normunu ihlal ettiğini ve sahteciliği kınadığı üzerine bir bildiri yayınladı.
Mumyalar Nerede Bulundu?
Mumyalar aslına sözde edilen iddialara göre 2015 yılında bir mezar soyguncusu tarafından Nazca bölgesinde bulunduğu söylenmektedir. Inkari-Cusco Enstitüsü başkanı Thierry Jamin’in yaptıüğı açıklamalara göre bu mumyaların Palpa şehrinde yer alan bir grup hazine avcısından çıktığını söylemiştir. Bunun yanı sıra birçok gazeteci ile de birlikte çalışmış olan Jamin, bu mumyaların görülebilmesi, örnek alınabilmesi ve röntgen çekilebilmesi için gizli olarak bir ödeme yapıldığından da bahsediyor.
Bu durum için Peru Kültür Bakanlığı olan Live Science’a bu grubun yapmış olduğu kanun dışı harektlerden dolayı bir bilgilendirmede bulunduğunu fakat tekrar bir geri bildirim alamaması üzerine şu sözleri söylüyor: ‘’ Mario bir hazine avcısı. Nazca bölgesindeki polis ekipleri tarafından gayet iyi tanınıyor. Liderlik ettiği grup 20 yılı aşkın süredir Peru kıyılarındaki arkeolojik alanları yağmalıyor ancak adaletin onu durdurmak için pek bir şey yaptığı yok.’’
Mumya Sahteciliği
Üç parmaklı mumyaların sahte olduğu oldukça açık olsa da Peru’da birçok mumyalanmış kalıntı keşfedilmiştir. Bu arkeolojik buluntular arasında, Tenahaha bölgesi yakınlarındaki mezarlardan çıkarılan ve yaklaşık 1.200 yıl öncesine tarihlenen 171 mumya da bulunmaktadır. Aynı bölgede bulunan diğer dağınık kalıntılar da göz önüne alındığında, Peru’da mumyalanmış çok sayıda insan kalıntısının olduğunu söylemek mümkün.
Ancak bazı kötü niyetli kişiler, bilimsel incelemelerden önce bu mumyaları çalmış olabilirler. Bu çalınan mumyaların, sonradan sahte “uzaylı” mumyaların oluşturulmasında kullanıldığına dair teoriler bulunmaktadır. Bu nedenle, ABD, Peru’daki bu tür yağmacılığı engellemek amacıyla Peru’dan gelen eser ithalatını kısıtlamıştır.
Pensilvanya Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi’nde danışmanlık yapan Ann Peters, Mario ve ekibinin hala mezar soygunlarına devam ediyor olabileceklerini öne sürmektedir. Ancak son on yılda Kültür Bakanlığı’nın kurulması, çevre ve kültürel miras araştırmalarına yönelik yapılan yasal düzenlemeler ve daha fazla profesyonel arkeologun görev alması, arkeolojik kazı alanlarının daha iyi korunmasına yardımcı olmuştur.
Kısaca, uzaylılara ait olduğu zannedilen bu mumyalar, aslında bir mumya sahteciliğinden ibarettir. Nazcalar’a ait olan mumyalar bir araya getirilerek günümüzde tartışma konusu olmuş olan bu ”Uzaylı İskeletleri” adlı mumyalar ortaya çıkmıştır.